Tekerleğin tarihçesi bir hayli eskilere dayanmaktadır. Tekerlek günümüzde basit bir icar olarak görülse de tekerleğin icadı ilk dönemlerde büyük gelişimlerin olmasını sağlamıştır. Günümüzde de üzerinde çeşitli ARGE çalışmaları yapılan tekerlek şüphesiz dikkatlice düşünüldüğünde en önemli icatlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yapılan çeşitli arkeolojik çalışmalar sonrasında bulunan ilk tekerleğin milattan önce 2500’lü yıllarda yapıldığı belirlenmiştir. Özellikle önemli bir icat olduğundan dolayı geçmişten günümüze kadar kalan mezarların içerisinde tekerleklerin olduğu tespit edildi. Akıllara takılan en önemli şey ise tekerleğin neden icat edildiğidir. Yani bunu bulup kullanmaya başlayan ilk medeniyetler neden tekerleğe gereksinim duymuşlardır. Günümüzde teknoloji bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen henüz bu soruya kesin bir cevap verilememiştir.
Tekerleğin icadı ile ilgili çeşitli varsayımlar ortaya atılmaktadır. Bu varsayımlar arasında yer alıp en çok kabul göreni General Frugier tarafından yapılmış olanıdır. General Frugier Yontma Taş Devrinde insanların çeşitli kaya parçalarını bir yerden bir yere götürmek için tekerleğe gereksinim duyduğunu, yuvarlanan bir ağaç kütüğünü gözlemledikten sonra Yontma Taş Devrinde yaşayan insanların tekerleği icat ettiğini söylemektedir. Buda birçoğumuz tarafından mantıklı kabul edilen bir varsayımdır.
İlerleyen yıllarda ünlü tarihçi Maccurdy tarafından yapılan çalışmalar sonrasında tekerleğin icadının Sümerlere kadar dayandığı ortaya çıkmıştır. Yapılan arkeolojik kazılar sonrasında Sümerler tarafından yapıldığı tespit edilen çeşitli arabalara rastlanmıştır. Buda tekerlek icat edildikten sonra insanların ilk olarak arabayı icat ettiğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Sümerler tarafından yapılan arabalar 2 tekerlekten oluşmaktaydı. Bir aks üzerine yerleştirilen iki tekerlekli sistem, at gibi çeşitli hayvanların çekmesi ile çalışmaktaydı. İlerleyen yıllarsa Sümerler tarafından 4 tekerlekli arabalar yapılmış olsa da mekanik konusunda ilerlemiş olmamalarından dolayı yapılan bu arabaların 4 tekerliği de sabitti. Bu nedenden dolayı manevra kabiliyetleri olmadığından daha çok 2 tekerlekli arabalar kullanılmıştır.
Tekerleğin en önemli ilk aktif kullanımı Eski Mısır medeniyetleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Savaş arabaları kullanan bu medeniyet, tekerlekli araçlar sayesinde savaş alanınca ciddi üstünlük sergilemişlerdir. Günümüzde de eski Mısır medeniyetlerini konu alan görsel çalışmaları gözlemlediğinizde, 2 tekerlekli savaş arabalarına rastlarsınız. Bu durumun temel sebebi yapılan arkeolojik çalışmalar sonrasında çok sayıda savaş arabası resminin yer aldığı duvarların bulunmuş olmasıdır. Yapılan incelemeler eski Mısır medeniyetlerinin özellikle savaş arabaları ile ön plana çıktıklarını göstermektedir.
Tekerleği en aktif şekilde kullanan medeniyet Asurlardır. Tekerlekli savaş arabaları yapan Asurlar, dönemin en güçlü devletlerinden birisi haline gelmiştir. Kimsenin açamadığı kale kapılarını, koç başı adı verilen düzeneğe tekerlek ilave ederek açan Asurlar bu sayede topraklarını ciddi anlamda genişletmiştir.
Mekanik alanda yapıla çalışmalar sonrasında dişli çarkların bulunması özellikle tekerleğin daha aktif bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Dişli çarklar sayesinde çeşitli sistemler oluşturup bu sistemlere tekerlekler dahil edilince muntazam bir sisteme sahip arabalar üretilmiştir. Bu durum da tekerleğin yüzyıllar boyunca büyük önem arz edecek bir buluş olduğunu gözler önüne sermiştir.
Tekerlekler en büyük gelişimini kauçuk gibi kimyasal maddelerin bulunup işlenmesi ile elde etmiştir. Taştan ve tahtadan yapılan tekerlekler arazinin olumsuz şartlarından dolayı kısa süre içerisinde kırılıyordu. Bu durum da sürekli olarak yeni tekerleklere ihtiyaç duyulmasına neden oluyordu. İlk plastik içerikli tekerlekler bulunduğu zaman ağaçtan ve taştan yapılan tekerlekler tarih oldu ve bunların yerini kauçuk tekerlekler aldı. Zaman içerisinde yapılan ARGE çalışmaları sonrasında da tekerlekler günümüzdeki görünümüne kavuşmayı başardı.