Suya olan gereksinim her alanda kendisini gösterdiğinden dolayı su rezervi olmayan bölgelerde yer altı suları çıkarılmaktadır. Yer altı sularını tespit etmek için de uzun zamandan beri ağaç dalları kullanılıyor. Ağaç çatalla su bulmak birçok kişiye komik gelse de dut, söğüt dalıyla su bulma konusunda maharetlerini gösteren yani yer altı sularını bulan çok sayıda kişi var.
Çıplak göz ile yerin altında yer alan şeyleri görebilmemiz mümkün değildir. Sizlerin de bildiğiniz gibi dünya kilometrelerce kalınlığa sahip olan katmanlardan oluşmaktadır ve yerkabuğunun altında keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda şey bulunmaktadır. İnsanoğlu daima gözünün gördüğü şeylere yönelmiştir. Bu yüzden yeraltında yer alan şeylere oranla gökyüzünde ve yeryüzünde yer alan şeyler daha çok araştırılmıştır. Yerin altında olan şeylerin farkına ancak yerin altında yer alan maddelerin püskürük şeklinde yeryüzüne çıkmasıyla varılmaktadır. Yer altı ile ilgili çok sayıda bilimsel araştırma yapılmış olsa da dünyanın en esrarengiz yeri neresidir denildiğinde yerin altı denilmeye devam edilecektir.
Birçok kişi yeraltının gizemini hissedenlerin olduğuna inanır. Bir ağaç dalıyla su arayan ve büyük oranda suyu bulan kişiler yeraltının gizemini hisseden kişiler arasında yer almaktadır. Su arayıcılar olarak geçen bu kişileri inceleyecek olursanız ellerine almış oldukları “Y” şeklindeki ağaç dalı sayesinde yer altı sularını bulduklarını görebilirsiniz. Genel olarak ilgili kişi eline Y şeklindeki ağaç dalını alır ve kollarını uzatarak arazide tarama yapar. Su kaynağına ulaştığı zaman ağaç çubukta hissedilir bir şekilde titremeler olur. Titremelerin meydana geldiği coğrafi alan kazıldığında da buradan su çıkar.
Su bulmak için kullanılan ağaç dallarının hangi ağaca ait olduğu aşırı derece önemlidir. Ağaç dalıyla su arayan kişiler daha çok meşe, fındık, karaağaç, dut ve söğüt dallarını su aramak için kullanmaktadır. Tabi ki bu ağaç dallarını eline alan herkes yer altı sularını bulamaz çünkü bu özel bir yetenek gerektirmektedir. Su arayıcısı olan kişiler yer altı sularının birleşme noktalarından yeryüzüne doğru güçlü bir ışın demetinin yayıldığını ve bunu kendilerinin hissettiklerini belirtmektedir. Işın demetinin yoğun bir şekilde hissedildiği kısımda çatal şeklindeki ağaç dalı titrer ve su arayıcısı olan kişi burada su olduğunu belirtir. İlgili bölgede kazı yapıldığında da büyük ihtimalle su çıkar.
Su aracılarının yaptığı tespitler neredeyse %100 sonuç vermektedir. Bu konu üzerinde bilimsel araştırmalar da yapılmıştır. Yeraltında yer alan bazı oluşumların insanları etkileyebileceği kanısına varılmıştır. Zaten yer altı sularını bir ağaç dalıyla tespit eden kişiler bu etkileşimin net bir kanıtı olarak gösterilebilir. Günümüzde kuraklığın ciddi anlamda hissedildiği bölgelerde su arayıcıları hizmet vermeye devam ediyor. Ülkemizde de bu konuda yetenekli olan çok sayıda su arayıcısı bulunmakta ve susuz bölgeler bu sayede suya kavuşmaktadır. Dünya bir enerji demeti olduğundan dolayı bizler bu su aracılarının yapmış oldukları işleri takdirle karşılamaktayız.