Güneş ele alındığında güneşin etrafında bulunan diğer gök cisimleri ile birlikte dünyada yaşamsal faaliyetlerin devamı için gerekli olan bir enerji kaynağı olduğunu söylemek mümkündür. Dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar güneşe muhtaçtır. Yani canlılığın devam edebilmesi için güneşin vazgeçilmez bir unsur olduğunu söylemek mümkündür. Günümüzde sıklıkla kullanmış olduğumuz enerji kaynaklarını inceleyecek olursanız bu enerji kaynaklarının büyük bölümünün güneş sayesinde ortaya çıktığını gözlemleyebilirsiniz. Coğrafi olayların büyük bölümü güneş sayesinde meydana gelmektedir. Örneğin yağışların olması ve su döngüsünün meydana gelmesi şüphesiz güneş sayesinde olmaktadır. Ayrıca bitkilerin fotosentez yapmasında etkin rol oynaması da canlılığın devamı için aşırı derecede önem arz etmektedir. Olaya uzaysal boyutta baktığımızda güneşin bir yıldız olduğunu ve dünyamız için ciddi bir enerji kaynağı olduğunu söylememiz mümkündür.
Kendi ekseni etrafında dönmekte olan güneş dünyamızdan kat kat büyüktür. Güneşin dönüşünü kendi ekseni etrafına göre referans aldığımızda orta kısımda tam bir dönüşün 24 günde, kutup bölgelerindeki tam bir dönüşün ise 30 günde tamamlandığını söyleyebiliriz. Yaşamsal olayların devamını sağlayan güneşteki enerjinin oluşmasında füzyon reaksiyonları aşırı derecede etkilidir. Güneşin merkezinde meydana gelen bu reaksiyonlar sonucunda yaklaşık olarak 16 milyon derece kadar ısı açığa çıkmaktadır. Güneşi yapısal olarak ele alacak olursanız büyük bölümünün hidrojenden meydana geldiğini görebilirsiniz. Güneş içerisinde yer alan hidrojen çekirdekleri füzyon tepkimeleri sayesinde değişerek helyum çekirdeklerini meydana getirmektedir ve bunun sonucunda hafife alınmayacak kadar güçlü bir enerji açığa çıkmaktadır. Hidrojenin bu enerji eldesinde aşırı derecede önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Dünyaya olan uzaklığı yaklaşık olarak 150 milyon kilometre olmasına rağmen ışıma özelliği sayesinde güneş enerjisini dünyaya kadar gönderebilmekte ve bu sayede canlılık devam etmektedir. Dünya hem kendi çevresinde hem de güneşin çevresinde döndüğünden dolayı dünya üzerindeki her yerin güneş enerjisini alabildiğini söylemek mümkündür. Güneşin bir gün gelip biteceği konuşulanlar arasında yer alsa da güneşte yer alan hidrojenler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda bu hidrojen sayısının aşırı derecede yüksek olduğu ve güneşin çok uzun zaman boyunca dünyamızı aydınlatmaya devam edeceği söylenmektedir. Bu da canlılığın herhangi bir doğal afet olmaması durumunda uzun yıllar boyunca devam edeceğinin açık bir kanıtı olarak gösterilebilir. Dünyaya ışınım yoluyla gelen güneş enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları arasında gösterilir. Bu enerji güneş panellerine yansıtılarak elektrik üretilebildiği gibi yaşam alanlarındaki suların ısıtılması da sağlanmaktadır.
Güneş enerjisi tükenmeyen bir enerji kaynağı olduğundan dolayı bu enerji türü daha fazla kullanılmaya başlanacak olursa ciddi bir ekonomi elde edilecektir. Ayrıca güneş enerjisinin dünyanın en temiz enerji kaynaklarından birisi olduğunu ve söylemek mümkündür çünkü güneş enerjisinde toz, kükürt ya da karbon gibi insan sağlığına ve doğaya zararlı maddeler bulunmamaktadır. Güneş enerjisinden her ülke yararlanabilir çünkü her ülkenin topraklarına güneş enerjisi yansımaktadır. Güneşin bir yöneticisi olmadığından dolayı hiçbir ülkenin güneş enerjisi kullanımına herhangi bir şekilde sınırlama getirilemez. Bu da güneş enerjisinin şüphesiz en büyük üstünlüklerinden birisi olarak gösterilebilir. Güneş enerjisinde ortaya çıkan en büyük sıkıntı güneş enerjisi yoğunluğunun günün her saatinde aynı oranda olmamasıdır. Güneş enerjisinden en fazla yararlanılabilecek saat şüphesiz öğle saatleridir çünkü güneş en fazla enerjisini dünyaya öğle saatlerinde göndermektedir. Güneş enerjisi aracılığıyla ısı enerjisi, hidrojen enerjisi ve elektrik enerjisi üretilmektedir. Yenilenemez enerji kaynakları her geçen gün azaldığından dolayı yenilenebilir bir enerji kaynağı türü olan güneş enerjisine olan ilgi her geçen gün artmaktadır.