Deprem, yer kabuğunda meydana gelen kırılmalar sonucunda birden bire ortaya çıkan titreşimlerinde yoğun şekilde dalgalar halinde yayılması sonucunda sarsıntı oluşması olayına verilen isimdir. Dünya genelinde meydana gelen depremler ele alındığında depremlerin en çok can kaybına neden olan doğal afet olduğu karşımıza çıkmaktadır. Doğal afetler tabii ki depremler ile sınırlı değildir ancak ülkemiz sınırları içerisinde tarihsel süreçte en büyük can ve mal kayıplarına depremler neden olduğundan dolayı sizlere deprem nasıl oluşur konusunda bilgi vermek istedik. Makalemizden ayrıca deprem çeşitleri nelerdir konusunda da bilgi alabilirsiniz.
Depremlerin ne zaman nerede meydana gelecekleri, şiddetinin kaç olacağı ve yaşanan bu doğal afetlerde kaç kişinin hayatını kaybedeceği önceden bilinememektedir. Yaşanan bu durum da insanların depreme hazırlıksız yakalanmasına ve bu nedenden dolayı ölümlerin artmasına neden olmaktadır. Deprem uzmanları uzun yıllar boyunca depremler üzerinde yaptıkları araştırmalar sonrasında iki tane deprem kuşağı olduğunu belirlemişlerdir. Bu deprem kuşakları Pasifik deprem kuşağı ve Akdeniz Himalaya deprem kuşağıdır. Ülkemiz Akdeniz Himalaya deprem kuşağında yer alan bir ülkedir. İki kuşak arasında kıyas yapıldığında en çok depremin Pasifik deprem kuşağında olduğu görülmektedir. Pasifik deprem kuşağı pasifik okyanusunu tamamen sarmış olsa da en büyük yıkıcı etkilerini Japonya üzerinde göstermektedir. Japonya binalarını depreme dayanıklı olarak inşa ettiğinden dolayı burada deprem sıradanlaşmıştır. Güncel haberleri takip edecek olursanız Japonya’da neredeyse her gün deprem olduğunu görebilirsiniz. Akdeniz Himalaya deprem kuşağı Cebelitarık’tan Endonezya’ya kadar uzanan bir deprem kuşağıdır. Bu kuşak üzerinde yer alan ülkeler depreme dayanıklı binalar inşa etmediklerinden dolayı bu kuşakta meydana gelen depremlerde ciddi derecede can kayıpları yaşanmaktadır.
Deprem uzmanları yeryüzünü ele aldıklarında yeryüzünün aynı bir yapboz gibi olduğunu keşfettiler. Yapbozun her parçasına levha adını veren uzmanlar levhaların zaman içerisinde birbirlerine yaklaştıklarını ve uzaklaştıklarını gözlemlediler. Levhalardaki bu hareketlilikte deprem adı verilen doğal afetin oluşmasına neden olmaktadır. Levhaların yaklaşması ve uzaklaşması sonucunda çok büyük depremler meydana gelmemektedir ancak levhalar birbirlerinin altına daldığı zaman yıkıcı depremler meydana gelir. İlgili depremler yerkabuğunun derinliklerinde meydana gelse de aşırı derecede şiddetli olduklarından dolayı ciddi can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Tabii ki bu depremlerin hepsi ölümlere neden olmamaktadır. İlgili depremler yerin çok derinliklerinde meydana geldiğinden dolayı sismik dalga ve titreşim yeryüzüne ulaşana kadar ciddi manada sörümlenmektedir. Bu durum da ilgili depremleri az hissetmemize neden olmaktadır. Levha hareketleri ile meydana gelen bu depremlere tektonik deprem denilir ve ülkemizde en çok görülen deprem türü tektonik depremlerdir.
Sıkça görülen deprem çeşitlerinden birisi de volkanik depremlerdir. Volkanik depremler yanardağların aktif olması sonucunda meydana gelir. Bu yüzden ilgili depremlere yanardağların etkin olduğu bölgelerde sıklıkla rastlanmaktadır. Etkin yanardağların büyük bölümü İtalya ve Japonya’da yer aldığından dolayı bu ülkelerde volkanik depremler ile karşılaşmak mümkündür.
Diğer bir deprem türü ise yerkabuğunda meydana gelen çökmeler sonucunda oluşan çöküntü adı verilen depremlerdir. Çöküntü depremleri yıkıcı etkisi az olan deprem türlerinden birisidir. Genel olarak yeraltında oluşan boşluklara zaman içerisinde üst katmanların çökmesi sonucunda meydana gelmektedir. Bu deprem türü bölgesel depremler sınıfında yer almaktadır.
Çoğu zaman büyük depremler meydana gelmeden evvel deprem kendisini küçük sarsıntılar ile hissettirmektedir. Büyük depremler öncesinde meydana gelen bu küçük sarsıntılara öncü deprem adı verilmektedir. Depremlerin bizler için en önemli özelliği şiddetinin kaç olduğudur. Richter Ölçeği aleti ile depremim ne kadar şiddetli olduğu ölçülmektedir. Ayrıca deprem konusunda çeşitli çalışmalar yapan bilim dalına sismoloji denilmektedir. Deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğumuz için deprem ile yaşamaya alışmak zorundayız. Ülkemizin deprem haricinde erozyon ile de ilgili ciddi problemleri bulunmaktadır. Erozyon nasıl oluşur bağlantısı üzerinden bu konu hakkında da bilgi alabilirsiniz.