Cüzzamlı birçok kişinin dünya genelinde yaşam sürmeye devam ettiği açıklandığından dolayı cüzzam nedir konusu gün yüzüne çıkmış durumda. Cüzzam belirtileri kendisini bariz bir şekilde gösterse de insanlar bu hastalık ve tedavisi hakkında net bilgiye sahip değildir. Bu durumun temel sebebi ise cüzam hastalığı ile mücadele içerisinde olan kişilerin devlet kontrolünde olan özel bölgelerde yaşamlarını sürmeye devam etmesidir.
Cüzzam hastalığı büyük bölümümüz tarafından eski Türk filmlerinde yer alan karelerden bilinmektedir. Hatırlayacak olursanız bu filmlerde vücudun her yerinin yara kaplamasına cüzam deniliyordu ve cüzam hastaları ülkenin en ıssız yerleri olan çöllere terk edilerek ölüme bırakılıyordu. Tarihsel süreç analiz edildiğinde aslında bu filmlerde yer alan şeylerin yaşanmışlık derecesinin yüksek olduğu karşımıza çıkmaktadır. Geçmiş yıllarda cüzam hastalığı ile mücadele edilememesinden dolayı birçok kişi insanlardan uzak bölgelere götürülerek buralarda ölüme terk edilmiştir. İlerleyen tıp her ne kadar büyük ölçüde cüzam hastalığına karşı çaresiz kalsa da yapılan bazı çalışmalar meyvesini vermiş ve ilgili hastalık büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır.
Cüzzam hastalığı her ne kadar unutulmuş bir hastalık olsa da yaptığımız araştırmalar sonrasında ülkemiz genelinde 3000 civarında cüzam hastasının olduğunu öğrendik. Bu hastalık ilk olarak 1876 senesinde Armauer Hansen tarafından bulunmuştur. Cüzzam adı verilen mikrobun neden olduğu bu hastalık hızlı bir yayılım gösterdiğinden dolayı toplumsal bir hastalık olarak kabul edilmiş ve bu hastalığa maruz kalan kişiler toplumdan uzaklaştırılmıştır. Toplumsal bir hastalık olarak kalmaya devam ettiğinden dolayı günümüzde de bu hastalık ile mücadele eden kişilerin toplumdan uzaklaştırıldıkları bilinmektedir. Bu hastalığın meydana gelmesine neden olan en büyük etki birlikte yaşayan kişilerin hijyene dikkat etmemesidir. Bu nedenden dolayı cüzam vakaları incelendiğinde özellikle kırsal kesimde yaşayan insanların bu hastalığa yakalandığı ortaya çıkmaktadır.
Cüzzam hastalığı bulaşıcı bir hastalık olmakla birlikte bu hastalığın tek taşıyıcısı insandır. Yani cüzzam hastalığının hayvanlardan insanlara geçmesi mümkün değildir. Bulaşıcı bir hastalık olduğundan dolayı cüzzamlı olan bir kişiyle temas edildiğinde bu hastalık kolay bir şekilde diğer kişiye geçer. İnsanın tabiatında normal şartlarda bu hastalığa karşı bağışıklık vardır ancak bazı insanların bağışıklığının olmadığı da bilinmektedir. Yapılan incelemeler ayrıca bu hastalığın ırsi bir hastalık olduğunu da ortaya koymuştur.
Cüzzam hastalığı döküntülü bir deri hastalığıdır. Öncelikle deride kepek şeklinde dökülmeler meydana gelir ve bu aşamada vücutta ciddi şekilde kaşınmalar oluşur. Hastalık ilerlemeye başlayınca burun kanamaları kendisini gösterir. Kemik yapısında ise ilk etapta eklem bölgelerini esir altına alır. Bu durum da eklem bölgelerinde ve kas yapısında şiddetli ağrıların yaşanmasına neden olmaktadır. Cüzzam hastaları incelenecek olursa vücutlarının neredeyse tamamında ödem oluştuğu görülmektedir. Oluşan ödemlerin büyük bölümü yüz bölgesinde meydana gelir.
Cüzzam hastalığı teknoloji ilerlediği için tedavi edilebilen hastalıklardan birisi haline gelmiştir. Hastalığın iyileştirilmesinde ilaçlardan yararlanılmaktadır. Hastalık önemsenmeyip ihmal edilir ise bu hastalık nedeniyle dökülme oranı artar ve kişi uzuvlarını dahi kaybedebilir. Tüm bu nedenlerden dolayı cüzzam hastalığı belirtileri görülmeye başlandığı andan itibaren tedaviye başlanmalıdır. Geç kalınan vakalarda ciddi sorunların ortaya çıktığına emin olabilirsiniz.
