Dünya üzerinde yaşayan canlılar ele alındığında bu canlıların bedenlerinin büyük bölümünün sudan meydana geldiği görülmektedir. Suyun hayatımızdaki önemi vücut içerisinde yer alan suyun hangi şeylere yaradığının tespit edilmesinden sonra daha iyi bir şekilde anlaşılmıştır. İnsan bedeni ele alındığında bir insan bedeninin ortalama olarak üçte ikisinin sulardan oluştuğu görülmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda suyun hayatımızdaki önemini insanlar daha iyi anlatmaktadır. Bir insanın ortalama olarak kaç gün susuz kalabileceği araştırılmıştır. Yapılan bu araştırma sonucunda bir kişinin su içmeden yaklaşık olarak 3 gün yaşayabildiği tespit edilmiştir. Yemek yemeyen bir insan aylarca yaşayabilir ancak su içmeyen bir kişinin uzun süre yaşaması mümkün değildir. Yapılan bu incelemeden yola çıktığımızda suyun hayatımızdaki önemi daha iyi bir şekilde anlaşılmaktadır.
Canlıların en küçük yapı taşını hücreler oluşturmaktadır. Canlılık hücrelerden başlayarak dokulara, dokulardan organlara, organlardan da sistemlere doğru devam etmektedir. Bu canlılığın hepsi sıvı ortamlarda meydana gelmektedir. Sıvıdan kastımız ilgili sıvıların derinliklerine inildiğinde suyun olduğu görülüyor. İnsan dünyaya geldiği zaman vücudunda barındırmış olduğu su miktarı daha fazladır. Zaman içerisinde yani kişi yaşlandıkça vücut içerisinde yer alan su oranı da düşmeye başlar. Vücut içerisinde kullanılan su besinlerin kolay bir şekilde sindirilip parçalanmasında, besinlerin sindirilmesi sonucunda meydana gelen atık maddelerin vücuttan atılmasında, vücut ısısının dengelenmesinde ve cildi nemlendirme gibi daha birçok alanda kullanılmaktadır. Yaşam içerisinde aktif bir şekilde yer alan kişiler terleme yolu ile gün içerisinde yaklaşık olarak 1,5 litre civarında su kaybetmektedir. Kaybolan suyun yerine konulmaması durumunda iç organlar iflas etme tehlikesi ile karşılaşacağı ondan dolayı yaşam süren insanların tamamı gün içerisinde minimum 2 ila 2,5 litre su tüketmelidir. Bu sayede yaşamsal faaliyetlerin aksamadan devam etmesi sağlanabilir.
Kişinin yeterli oranda su almaması kendisini öncelikli olarak cilt üzerinde gösterir. Ciltte kuruma meydana gelmesi, yaşlılık belirtilerinin ortaya çıkması, cilt lekelenmelerin oluşması genel olarak susuzluktan ileri gelmektedir. Susuzluk ayrıca aşırı derecede halsizliğe, kabızlık problemine, saçlarda matlaşma gibi çeşitli sorunlara neden olmaktadır. İnsanlar su içmiyorum fakat kahve kola gibi şeyleri içiyorum düşüncesine kapılarak gün içerisinde yeterli oranda su almamaktadır. Uzmanlar bu sıvı içeceklerin bedene sus sağlamak yerine bedende su kaybının oluşmasına neden olduğunu söylemektedir. Eğer gün içerisinde yeterli oranda su içmeyen bir kişiyseniz kahve çay ve kola gibi içerisinde kafein barındıran içeceklerden uzak durmanız akıllıca olacaktır.
Vücut içerisinde yer alan su yağ yakımında aktif şekilde görev alır. Aşırı derecede yemek tüketen fakat su içmeyen kişilerin bir süre sonra hızlı bir şekilde kilo aldıkları görülmektedir. Bu durumun yaşamasındaki temel neden vücut içerisinde yeterli oranda su olmamasından dolayı aktif bir şekilde yağ yakımının gerçekleştirilemiyor olmasıdır. Suyun az tüketilmesi en çok böbrekleri olumsuz bir şekilde etkiler. Uzun süre su içmeyen kişilerde ilk olarak böbrek yetmezliği meydana gelmektedir. Böbrek yetmezliği sonucunda kan yeterli oranda temizlenemeyecek bundan dolayı diğer organlar da kısa süre içerisinde iflas etmeye başlayacaktır. Buradan yola çıkacak olursak suyun canlıların hayatını devam ettirebilmesi adına aşırı derecede önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bedenimizin tüm metabolik faaliyetleri aksamadan yerine getirebilmesi için gün içerisinde yeterli oranda su içmemiz gerekmektedir.