Osman Hamdi Bey, Osmanlı devleti zamanında yaşam sürmüş olan en ünlü sanatçılardan birisidir. Osman Hamdi Bey özellikle resim alanında yapmış olduğu çalışmalar ile tanınan bir kişidir. 30 Aralık 1842 tarihinde dönemin başkenti olan İstanbul ilinde dünyaya gelen Osman Hamdi Bey, sadrazam oğlu olduğundan dolayı saygın bir çevrede yetişip iyi derecede eğitim almıştır.
Temel eğitimlerini İstanbul ilinin Beşiktaş ilçesinde alan Osman Hamdi Bey daha sonrasında maliye okuluna giderek maliye alanında eğitim aldı. Bu yıllarda kendisinin özellikle karakalem çalışmalarına başladığı bilinmektedir. Yaptığı resimler eğitim kurumundaki eğitmenlerin dikkatini çektikten sonra kendisine iyi resim yaptığı söylendi ve Osman Hamdi Bey bu sayede resim sanatıyla ilgilenmek için kendinde büyük cesaret buldu.
Babası Viyana’ya gittiği bir dönemde Osman Hamdi Beyi de yanında götürdü ve bu sayede Osman Hamdi Bey sanatın kalbi olarak nitelendirilen Viyana’da birçok sanatçının eserleri ile karşılaştı. Osman Hamdi Bey resim sanatına ilgi duyan bir kişi olduğundan dolayı Viyana’da bulunduğu dönemlerde özellikle açılan sergileri ve müzeleri gezerek vaktini geçirdi. Yurt dışında yer alan eserlerden aşırı derecede etkilenen Osman Hamdi Bey ülkeye döndüğünde babasına yurt dışında eğitim almak istediğini söyledi. Babası bu durumu olgunlukla karşılayarak Osman Hamdi Beyi yurt dışına gönderdi ve hukuk alanında eğitim almasını sağladı.
Hukuk eğitimine devam ettiği yıllarda resim sanatıyla ilgilenen Osman Hamdi Bey resim alanında kendini geliştirmek istediğinden dolayı güzel sanatlar akademisine gitti ve ilgili dönemin ün yapmış olan ressamlarından resim ile alakalı eğitimler aldı. Hukuk eğitimi ile resmin bir arada yürüyemeyeceğini anladıktan sonra hukuk eğitimini yarıda bırakarak sadece resim alanına yöneldi.
Yaklaşık olarak 12 sene boyunca Fransa’da kalan Osman Hamdi Bey, burada tanışmış olduğu Marie adlı bir bayan ile evlendi. Osman Hamdi Bey çocuk sahibi olduktan sonra çocuklarının batı kültürü ile yetişmesini istemediğinden dolayı eşini ve çocuklarını alarak yurda geri döndü. Yurda geldiği zaman ülke çapında tanınan birisi haline geldiğinden dolayı Osman Hamdi Bey yabancı işler müdürü olarak vatan sınırları içerisinde görev yapmaya başladı.
Yaşamı boyunca Osmanlı devletinde önemli mevkilerde yer alan Osman Hamdi Bey özellikle çok sayıda yabancı dili akıcı bir şekilde konuştuğundan dolayı genelde dış ilişkiler ile alakalı mevkilerde görev almıştır. Devlet memurluğu nedeniyle sanata yeterli ilgiyi gösteremediğinden dolayı Osman Hamdi Beyin bir süre sonra devlet memurluğunu bırakarak sadece resim sanatına yöneldiği bilinmektedir.
Osman Hamdi Bey Tabloları Eserleri
Osman Hamdi Bey denildiği zaman akla kahve ocağı, harem, iki müzisyen kız, vazo yerleştiren kız, kaplumbağa terbiyecisi, mimozalı kadın, beyaz entarili kız, çıplak ve cami önü adlı eserleri gelmektedir. Bu eserler Türk dünyasında büyük ün kazanmış eserler olduğundan dolayı Osman Hamdi Bey tarafından icra edilmiş olan bu eserlerin çoğaltılarak yurt genelinde satılmaya devam ettiği ve neredeyse her evde Osman Hamdi Beye ait olan bir eserin yer aldığı bilinmektedir.
Osman Hamdi Bey her ne kadar Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu ile ün kazanmış olsa da yukarıdaki gibi kendisiyle özdeşleşmiş olan birbirinden güzel ve anlamlı tabloları da yapan kişi kendisidir. Kuran Okuyan Adam, Mihrap, Gebze’den Manzara, Silah Taciri, Kahve Ocağı, İki Müzisyen Kız, Gezintide Kadınlar, Ab-I Hayat Çeşmesi, Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız en önemli tabloları arasında yer almaktadır.